Halkın Partisi, kısa süre önce ortaya çıkan kürtaj skandalıyla ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptı ve Sağlık Bakanı’nı, hem özel sağlık kuruluşlarının denetiminden sorumlu yetkililerin hesap verecekleri bir soruşturmayı başlatmaya, hem de Bakanın kendisinin siyasi sorumluluk üstlenerek kamu vicdanını derinden yaralayan bu konuda kamuoyu önünde hesap vermeye davet etti.

Açıklamada bu son olayın, Sağlık Bakanlığı’nın ülkedeki özel sağlık kuruluşlarını neredeyse hiç denetlemediğini ortaya çıkardığını ve bunun da ülkede sağlık açısından çok ciddi başka tehlikeleri içerisinde de barındırdığına vurgu yapıldı. Halkın Partisi’nde yapılan açıklama şöyle: “Halkın Partisi olarak sıklıkla dile getirdiğimiz, halkımızın maruz bırakıldığı “kötü yönetim” anlayışının en son örneğini toplumda infial yaratan kürtaj olayının su yüzüne çıkması ile yaşadık. Ülkemizde hemen her alandaki denetim eksikliklerinin, sağlık alanında ne kadar ciddi boyutlarda olduğu, Sağlık Bakanlığının ya hiç denetim yapmadığı ya da olması gerektiği şekilde denetim yapmadığı yaşanan bu son olay ile ortaya çıkmamıştır. Sürdürülen soruşturmadan basına yansıyan bilgilerden ve kamuoyu ile paylaşılan ilk bulgulardan bu kürtaj olayının yeni olmadığı, bir süredir devam ettiği anlaşılıyor.

Bu durumun bugüne kadar tespit edilememiş olmasının asıl sorumlusu yasalar gereğince yapılması gereken denetimleri etkili ve sonuç alıcı şekilde yapmayan Sağlık Bakanlığıdır. Zaman zaman ülke basınında özel hastanelerin, tüp bebek merkezlerinin, özel laboratuarların ve kliniklerin denetimlerinin yapılmadığını, denetim yapılan merkezlerde ise bu denetimin gelişigüzel olduğunu ve bu denetimlerden hiçbir sonuç çıkmadığını takip ediyoruz. Bu denetimlerden sorumlu olan Sağlık Bakanlığının güncelliğini çoktan yitirmiş yasalarla yönetildiği ve bunun bu olay gibi gayri yasal ve etik dışı uygulamalara zemin hazırladığı acı bir gerçektir. Sosyal devlet anlayışının hayata geçmesini sağlayacak en önemli unsurlardan birisi olan sağlık alanında, sadece kamu sağlık kurumlarında değil özelde de ciddi bir denetimin gerekli olduğu çok açıktır. Oysa özellikle bu türden bir görevi yerine getiremeyen bir sağlık bakanlığının çok daha kapsamlı bir denetim sağlaması gerekecek olan genel sağlık sigortasını hayata geçirmesini beklemek hiç de gerçekçi değildir.

Sağlık Bakanlığı, kamu hastanelerinde gerekli altyapı ve hizmet kalitesini sağlayamayan, özel sağlık kurumlarında etkili denetimde bulunamayan, en temel ihtiyaç olan sağlık hizmetini halkımıza layıkı ile sunamayan, soru işaretleri ile dolu, güven duyulmayan bir sağlık sistemini düzeltmek için kayda değer herhangi bir adım atmış değildir. Planlı, kimseden çekinmeyen, kuralları uygulayacak olan siyasi bir irade olmaksızın bu çarpık durumu değiştirmek mümkün değildir. Bunu yapamayacak olanların ısrarla