Ertuğruloğlu: “Mülkiyette Rahatsız Edici Gelişmeler Var”

CTP-BG ile UBP hükümetinin, oy hesabı yapmadan iş yapmak için kurulduğunu ve elini taşın altına koyduklarını vurgulayan Tahsin Ertuğruloğlu, ancak Kıbrıs konusundaki kutuplaşmadan dolayı hükümetin bozulabileceğini, koalisyona mahkûm olmadıklarını belirtti.

Ertuğruloğlu, “Ulusal Birlik Partisi (UBP) kurultayında genel başkanlık için aday olanların partiye zarar verdiğini, UBP’ye verilen zararın KKTC’ye verilen zarar olduğunu” kaydetti.

Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, bir TV programında, Kıbrıs konusu,  hükümet ve UBP kurultayı ile ilgili soruları yanıtlayarak değerlendirmelerde bulundu.

Her KKTC vatandaşı gibi mülkiyet konusundan rahatsız olduğunu, insanları rahatsız eden olaylar yaşandığını ifade eden Ertuğruloğlu, ellerinde tapularla gelen Rumların insanları rahatsız ettiği bilgilerinin kendilerine de geldiğini anlattı.

“KİMSENİN İNSANLARIMIZI OTURDUKLARI EVDE RAHATSIZ ETME HAKKI YOKTUR”

Bundan rahatsızlık duyduklarını, buna karşı bir duruş sergilenmesi gerektiğini belirten Tahsin Ertuğruloğlu, “Kimsenin insanlarımızı oturdukları evde rahatsız etme hakkı yoktur. Zaten Kıbrıs sorunu bağlamında da kimsenin insanlarımızı bir kez daha göçmen durumuna sokacak, oldukları evden zorla çıkaracak hakkı da yoktur. Bu fırsatın da kimseye verilmemesi gerekir.” dedi.

Mülkiyetle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin , “41 yıldır bu evlerde oturan insanların hakkı önceliklidir” diye kararı olduğuna işaret eden Ertuğruloğlu, masadaki müzakerecilere, masada bunları gündeme getirip getirmediğini sormak gerektiğini vurguladı.

“ŞEFFAF OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”

Müzakere sürecinin şeffaf olduğunu düşünmediğini ifade eden Ertuğruloğlu, müzakere sürecinin çok sağlıklı bir şekilde götürüldüğüne inanmadığını, Rum tarafını heyecanlandıran, “Türk tarafı her şeyi vermeye hazırmış” gibi bir görüntü olduğunu söyledi.

“BUGÜN, 2004’DEKİNDEN FARKLI, ‘HAYIR’ NOKTASINDA KIBRIS TÜRK HALKI VAR”

KKTC’de bugün, 2004’deki Annan Planı referandum sürecindekinden farklı bir Kıbrıs Türk halkı olduğunu vurgulayan Ertuğruoğlu, “2004’de gözü kapalı, hiç okumadan, hiç bir şey bilmeden gidip ‘evet’ diyen yüzde 65 oranında Kıbrıs Türk halkı bana göre bugün, şu an için oran söylemek istemiyorum ama belki de hayır noktasındadır. Ama farklı bir halk kitlesi olduğu belli. Bugünkü halk, 2004’deki halk değil, Tehlikenin daha fazla farkına varmış, daha fazla hassasiyet ifade eden bir Kıbrıs Türk halkı var” diye konuştu.

Ertuğruloğlu, sorunun ne olduğu noktasında Kıbrıs Türk tarafı ile Rum tarafının farklı düşündüğünü kaydetti.

“BAŞKANLIK SİSTEMİNDEN YANAYIM”

Kamudaki dağınıklıktan nemalananlar olduğunu, sistemin atılım yapmaya yönelik değil, günü kurtarmaya yönelik olduğunu dile getiren Ertuğruloğlu, başkanlık sistemine geçilmesinden yana olduğunu söyledi.

İş bilen bürokrat sayısının çok azaldığını vurgulayan Ertuğruloğlu, hükümetin yeni müşavir yaratmama kararının hem doğru hem de diğer bürokratlar açısından haksızlık olduğunu ifade etti.

LİMANLAR VE ERCAN

Ertuğruloğlu, limanlarda da Ercan Havaalanı’nda olduğu gibi, devlet-özel ortaklığıyla ve Yap-İşlet Devret mantığı ile hareket edeceklerini söyledi.

Ercan’da karşı olduğu kısmın zamanlaması olduğunu, projenin tamamlanmadan devredildiğini ifade eden Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:
“Amacım, en kısa zamanda, Ercan Devlet Havaalanı’nın projede öngörülen şekliyle, çağdaş,  Kıbrıs Türk halkını mutlu edecek, yabancı turistin de beğeneceği bir havaalanı olması ve ikinci bir pistin kazandırılmasıdır. Bütün amacımız, Ercan Havaalanı’nın hepimizin gurur duyacağı bir havaalanı haline gelmesidir. Bundan sonra gereksiz zaman kaybetmeyelim öngörüsü ile o projeyi neticelendirmeye doğru götürüyoruz. Limanlarda da aynı bakış açısı ile gidiyorum, işletme ile idare birbirinden ayrı hareket edecek, ama idare de işletmeyi denetleyecek. Devlet denetleyici olmalı, devlet işletmeci olmamalı.”

“CTP İLE NEDEN HÜKÜMETE GİRDİK?”

Ertuğruloğlu, “UBP’nin CTP-BG ile neden hükümete girdiği” sorusuna karşılık, “Biz bu hükümete iş yapma kararlığıyla girdik” dedi.

Yapılması gereken işlerin, alınması gereken kararların oy hesabı yapılmadan alınması için reform hükümeti olarak, ilk defa bu kadar geniş tabanlı bir hükümet kurulduğunu vurgulayan Tahsin Ertuğruloğlu, özetle şöyle konuştu:
“Halka kendi kendimizi de test ettireceğiz. Oraya sırf bir makama oturma adına gelen insanlar değiliz. Gerçekten elimizi taşın altına koyduk. Risk aldık, bedeli büyükse de büyük,  bunu göze almadan zaten bu ülkede doğruların gündeme gelmesini sağlamak mümkün değil. Ben hiçbir zaman siyaseti kendi çıkarım için yapmadım. Milletvekilliğini ve bakanlığı da meslek olarak gören birisi değilim. Bunlar bayrak yarışıdır. UBP olarak bu görevden kaçma lüksüne sahip olduğumuzu düşünmedik. Özellikle Kıbrıs konusu bağlamında aynı çizgide olmayan ama iki tane geniş tabanı olan bu partinin, bu ülkede yapılması gerekenleri yapma adına yola çıkma mecburiyeti olduğunu düşündüğümüz için bu yola çıktık. Ama Kıbrıs konusundaki gelişmeler gerek bizleri gerek hükmet ortağımızı bu koalisyonu sona erdirme noktasına da getirirse de bu koalisyon sona erer. Yani bu koalisyona mahkum da değiliz.”

Ertuğrulğlu, hükümetin ancak Kıbrıs sorunundaki bir kutuplaşma nedeniyle bozulabileceğini, hükümetin bozulması için başka bir neden göremediğini belirterek, kendileri için temel olan unsurun KKTC olduğunu vurguladı

“UBP KURULTAYI’NDA HIRS MANTIĞIN ÖNÜNE GEÇTİ”

UBP kurultayına bu kadar fazla adayla gidileceğini önceden öngördüğünü ve milletvekili arkadaşlarına bu yönde defalarca, kişisel hırsları bir kenara bırakıp, kurultaya kenetlenerek gidilmesi yönünde konuşmalar yaptığını ifade eden Ertuğruloğlu, hırsın mantığın önüne geçtiğini savundu.

Adaylığını açıklayanların hiç birinin adaylığını tasvip etmediğini, mevcut Genel Başkana bir şans vermek gerektiğini, zaten Genel Başkan’ın, “Genel seçimden birinci olarak çıkmazsam ayrılacağım” dediğini aktaran Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:

“Arkadaşlar partiye ne kadar zarar verdiğini görmüyorlar mı, parti hiç mi düşünülmüyor. Bu arkadaşlar bakan olsaydı aday çıkacaklar mıydı? Şimdi bana, sen bakan olmasaydın aday olmayacak mıydın diyecekler, bakan olmasaydım da aday olmayacaktım… Sayın Eroğlu’na sorsanız, ‘ben karışmıyorum’ diyecektir. Ama ona yakın isimler, dağınık şekilde farklı adayların arkasında, destek olduklarını görüyoruz. Belli ki bu kadar çok adayın çıkmasının nedeni, bu işi ikinci tura bırakıp, en çok oyu alan aday etrafında birleşmedir, ama bunu da başaracaklarını sanmıyorum. Yine de ilk turda bu işi bitireceğimize inanıyorum. Adaylar, iyi niyetle adaylık içinde olduğunu kimseye anlatamazlar. Burada bir senaryo var.”