Hukukçu Berna Çelik Doğruyol, İskele, Yeniboğaziçi Bölgesi Emirnamesi’nin amacına uygun olmadığını ifade ederek çok katlı binaların olduğu yerde 2 kat izni verildiğini belirtti

Avukat Berna Çelik Doğruyol, Gazimağusa, İskele, Yeniboğaziçi Bölgesi Emirnamesi durum değerlendirilmesi yaparak emirnamenin son derece amacına uygun olamayan şekilde hayata geçirildiğini ifade etti.

Avukat Doğruyol, emirnamenin durum değerlendirmesinde özellikle ülkesel fizik planı doğrultusunda başlıca yatırım bölgesi haline gelmiş olan İskele bölgesinin tarım arazisi olarak ilan edildiğini belirtti.. Doğruyol, İskele’nin halen imar edilmiş bölgeler dışında tamamen yatırıma ve gelişmeye imara kapatılmasının yanlış olduğunu belirtti.

Doğruyol, emirname ile tarım arazisi olarak sınıflandırılan bölge topraklarının özel durumlar haricinde yatırıma, gelişmeye ve imara kapatıldığını vurguladı.

“Çok katlı yapıların mevcut olduğu yere 2 kat izni verildi”

Hukukçu Doğruyol, emirnameye ekli harita üzerinde mavi bölge ve sarı bölge olarak ayrıştırılmış olan yerlerde halen çok katlı (8-10 katlı veya üzeri) birçok yapı mevcut iken, imar izninin 2 kat olarak kısıtlandığını söyledi. Doğruyol, emirnamenin son derece adaletsiz, uyumsuz ve uygunsuz bir yerleşim yeri silueti yarattığını belirtti.

“Amacına uygun olmayan bir emirname yapıldı”

Doğruyol, kat ve imar oranı sınırlamasının, emirnamede belirtilen temel amaçlara aykırılık yarattığını kaydederek yaygın genişlemeyi tetiklediğini belirtti. Doğruyo, hükümetin amacına uygun olmayan bir emirname hayta geçirdiğini ifade etti.

“Emirname KKTC gerçeklerini yansıtmıyor”

Avukat Berna Çelik Doğruyol, bahse konu imar emirnamesinin içeriğine ilgili üç belediyenin, paydaş sivil toplum örgütlerinin, ilgili odaların ve yerel halkın çoğunlukla karşı olduğunu ifade ederek emirnamenin KKTC’nin gerçeklerini yansıtmadığını kaydetti.

İlgili bölgelerin yabancı yatırımcı ve şahıslardan görmekte olduğu yüksek ilgi doğrultusunda turistik ve ekonomik gelişmeye uygun olmakla birlikte KKTC Devlet bütçesine de ciddi katkı sağladığını belirten Doğruyol, özellikle, İskele topraklarında tarım arazisi olarak ilan edilmiş birçok alanın araştırmalar doğrultusunda tarıma elverişli olmadığının ortaya çıktını belirtti.

Doğruyol şöyle devam etti: “Dolayısıyla, İmar Planı tasarlanırken belirtilen hususlar ve İskele bölgesinin KKTC Devleti bütçesine olan katkısı, bu bölgedeki inşaat sektörünün 28 farklı ekonomik sektörü beslemesi somut veriler ile dikkate alınıp mezkûr bölgenin ekonomi ve turistik büyümeye ve/veya yatırıma uygun bölge olarak sınıflandırılması ve dahi bu doğrultuda teşvik verilmesi uygun ve adil olacaktır. Bahse konu bölgenin İmara kapatılarak tarım arazisi olarak sınıflandırılması ülkesel fizik planına aykırı olduğu gibi halkının yüce menfaatlerine ters düşmektedir. Ayrıca KKTC ekonomisi için tamir edilemez hasarlara neden olacaktır.”

“Emirname padişah fermanının benzeridir”

Avukat Berna Çelik Doğruyol, imar emirnameleri ile ilgili de hukuki görüşünü aktardı. Doğruyol, emirnameleri şöyle tanımladı: “Emirname kelime anlamı olarak ilgili makam tarafından yapılmış yazılı Buyruk’tur.  Amirin emrinin yazılı olduğu kâğıt, üst makamdan verilen emir kağıdıdır. Osmanlı İmparatorluğu'nda sadrazamlık veya şeyhülislamlık makamı gibi yüksek makamlar ve nezarethanelerden, vali, mutasarrıf gibi mülki ve askerî erkana yönelik yazılan belgelerdir. Padişah fermanının bir benzeridir.”

“Emirnamenin toplumsal bedeli nedir?”

Doğruyol, demokrasilerde, benzeri görülmeyen emirnamelerin, temel hak ve özgürlüklere, hukukun temel ilkelerine, adalet ve demokrasiye aykırı olduğunu ifade ederek bu tarz aykırı yönetim biçimlerinin toplumları kaosa sürükleyeceğini söyledi.

Doğruyol, demokrasinin temel ilkesi olan Yasama, Yürütme ve Yargı organları arasının güç ayrımına başlıca aykırılık teşkil edeceğini kaydederek toplumların veya toplulukların hak ve özgürlüklerini kısıtlamanın emir-komuta yöntemi ile değil Meclisin yapacağı Yasalar ile demokrasi çerçevesinde düzenlenmesi gerektiğini söyledi.

Doğruyol şöyle devam etti: “Demokratik devletler adalet ile demokrasi yolundan şaşmadan, karşılıklı saygı ve yasalar ile yönetilir. Aksi, diktatörlük olur. Devlet politikası günü geçici olarak kurtarmayı değil, adaletli, kalıcı ve istikrarlı çözüm üretmeyi hedeflemelidir. Başka türlüsü kabul edilemez. Emirname ile yönetilmek kabul edilebilir bir yönetim şekli değildir.”

KKTC’de İmar Emirnamesi nedir?

Doğruyol emirnamenin KKTC’deki tanımını da yaptı: “55/1989 Sayılı İmar Yasasının 19. maddesi altında, halen İçişleri Bakanlığına bağlı Şehir Planlama Dairesi tarafından belirli gelişmeler için verilen planlama onaylarıdır. Burada, yasa Planlama Makamına yetkilerini olumlu yönde kullanıp taşınmaz malların gelişimini sağlamak amaçlı İmar Emiri yetkisi vermektedir. Hiçbir yasa Anayasaya aykırı olamaz ve aykırı yorumlanamaz. Anayasanın 22 (2) maddesi ‘Her yurttaş, dilediği yerde yerleşme özgürlüğüne sahiptir, bu özgürlük, ancak ulusal güvenliği sağlama, salgın hastalıkları önleme, kamu mallarını koruma, sosyal, ekonomik ve tarımsal gelişmeyi ve sağlıklı kentleşmeyi gerçekleştirme zorunluluğuyla ve YASA ile sınırlanabilir’ demektedir. İlgili yasa maddesi Anayasa doğrultusunda okunduğu zaman İmar Emirleri altında özel mülkler veya bölgeler yerleşime veya imara ve/veya gelişime ve/veya yatırıma kapatılamaz veya tarım arazisi ilan edilemez yorumuna açıktır. Anayasa’nın 22. maddesi altında aykırılık iddiası daha önce yargıya taşınmamıştır ve hukuki açıklığa kavuşturulmasına gereksinim vardır.”

“İyi İdare Yasası’na ters”

Doğruyol, emirnamelerin karakteristik olarak muhtemel spekülasyonları önlemek için habersiz ve ani olarak uygulamaya konulması gerektiğini belirtti. Bu uygulamanın İyi İdare Yasasının 11 (2) maddesi altında belirtilen ‘Çevre ve imara ilgili konularda, ilgili bölgede ikamet eden özel kişilerin tamamına açık danışma toplantıları düzenlenmeden idari işlem yapılamaz’ şartına aykırılık teşkil ettiğini kaydeden Doğruyol, İyi İdare Yasası akabinde Emirname uygulamalarının geçerliliğinin yargıya taşınması gerektiğini belirtti.

“İmar planları hazırlanması şart”

Doğruyol sözlerini şöyle tamamladı: “KKTC genelinde bölgesel ihtiyaçlar doğrultusunda istikrarı sağlayacak olan İmar Planlarının hazırlanması şarttır. Ancak, böyle bir imar planı öncelikle demokrasi ve hukuki temeller esas alınarak sonrasında sivil toplum örgütleri, paydaşlar ve alanında uzman akademik görüşler alınarak hazırlanmalıdır. Bu görüş alışverişleri sonrasında, Planlama Makamının görüşleri dikkate alma zorunluluğu olmadan Emir yöntemi ile imar kuralları belirlemesi uygun ve adil olmayacaktır kanaatindeyim.”