Dr. Dizdarlı'nın kişisel sosyal medya açıklaması


Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi Başhekimi Dr. Bülent Dizdarlı, son günlerde basında yer alan haberlerin ardından, KKTC’nin tek çocuk nöroloğu Dr. Sabiha Güngör’ün istifasını kendisine sunması üzerine tepki göstererek  sosyal medya hesabından açıklama yaparak hastanenin başhekiminin kendisi olduğunu ve tek bir hekimi kaybetmemek için her şeyi yapacağını belirtti. Dr. Bülent Dizdarlı’nın kendi sosyal medya hesabından Bir doktoru nasıl kaybettik’ başlıklı yapmış olduğu açıklama metni şöyle:

 "Bir doktoru nasıl kaybettik..."

Bülent Dizdarlı: Kimse kusura bakmasın ben, bu hastanenin başhekimiysem tek hekimi kaybetmemek için her şeyi yapacağım. Sabiha’yı tutamamak en büyük pişmanlığımdır. Bu pişmanlığı bir daha yaşamamak adına artık bana her şey mubahtır...

Geçen günkü basın bildirimden dolayı beni arayan dostların çoğunun verdiği destekten dolayı teşekkür ederim. 
Bazı dostlar duygusal bazıları da agressif bulmuş açıklamamı.
Bana gazete köşelerinden kısa- uzun mektuplar yollayanlar da var. Merakta kalmasınlar. Hastane de işim hafiflediğinde fırsat bulursam mutlaka onlara cevap yazacağım. 
Ama şimdi lütfen herkes aşağıda ki yazıyı bir okusun:

BİR DOKTORU NASIL KAYBETTİK.

Dr. Sabiha Güngör. Bu ülkenin bin bir emekle, ailesinin büyük masraflarla okutup yetiştirdiği, hâlen tek çocuk nöroloğudur. Bir çocuk nöroloğu kolay yetişmiyor. Önce altı senelik tıbbiye bitirilecek sonra 4 yıl çocuk hastalıkları ve sağlığı ihtisası yapılacak. O da bittikten sonra 3 yıl Çocuk nörölojisi üst ihtisası yapılacak. Yani lise ve öncesini saymazsak 13 yıllık bir eğitimin ürünü olarak bu ihtisas dalında uzman oluyor. Böyle bir uzman geldi, kamu hizmeti vermeye başladı ve biz onu hastane de tutamadık. Neden mi? İşte sebebi:
Yeni başhekim olduğum zamanlardı. Doktor hanım iki gözü iki çeşme elinde bir gazeteyle odama gelmişti. “Bülent abi bu bana reva mı?” dedi ve devam etti: “Abi beni bilirsin işimi severim, mesaime uyarım, ne zaman çağrılsam koşar gelirim. Hem Lefkoşa hem Mağusa hastanelerine yetmeye çabalarım. Bu ne şimdi? Beni kimse korumayacak beni kimse savunmayacak mı?”
Onu önce sakinleştirmeye çalıştım sonra elindeki gazeteyi aldım. Ülkenin en yüksek tirajlı gazetesinin ikinci sayfasında onu yerden yere vuruyorlardı. Hasta bir çocuğun babası şikayet etmişti. EEG çekilmesi gerekiyordu ve iddia Dr. Sabiha’nın kasıtlı olarak hastanede bunu yapmadığı idi. Güya bu sayede özel muayenesine gidilip çekilmesini sağlama çabası içindeydi. Oysa o alet (Çocuk EEG cihazı hastanemize daha yeni alınmış ,Türkiye’den teknisyenlerin gelip kurulmasını bekliyordu. 
Haberi okuduğumda Dr. Sabiha Güngör’e dönerek “Bunlara aldırma. Ağzı olan konuşur . Şimdi bir cevap yazsak da onların işi bu bize onlarca karşılık verirler” dedim. O teskin olmadı. 
Benzer yazılar ertesi gün bir başka gazetede tekrar çıktı. Bu arada haber sosyal medyaya düşmüştü. Haberin altında insafsızca ve ağıza alınmayacak yorumlar yapılıyordu. Hakaretin bini bir para idi.
Dr. Sabiha iyice gerildi. Bende orada iyi yöneticilik yapamadım. Açıkçası gazeteleri ciddiye almamıştım. Sabiha’nın ruh halini hiç hesaplamadım. 2 gün sonra tekrar yanıma geldi ve masama istifasını bıraktı. “Ben mademki hastaları kliniğime çağırıyorum, artık onları orada görürüm“ dedi. Yalvardım yakardım. Dönmedi. 
Bir bencil anlayışsız hasta yakını, sorumsuz bir medya , terbiyesiz sosyal medya yorumcuları yüzünden bu gün hastanelerimizde çocuk nöroloğu yoktur. Bu gün hastanemizde çocuk nöroloğu arandığında daimi bulunamamasının sebebi budur…
Ne var ki Dr. Sabiha İNSANDIR. Ne zaman arkadaşları sıkışsa ve yardım istese ya koşarak yanlarına gelmekte ya da telefoniyen yardıma koşmakta ve elinden gelen katkıyı koymaktadır. 
Hak ediyor muyuz bunu, kararı siz verin…
İşte bir hekimi kaybedişimizin öyküsü. 
Ne yazık ki ben bu satırları yazarken genç bir kardiyoloğun daha istifası önüme geldi. 
Kimse kusura bakmasın ben, bu hastanenin başhekimiysem tek hekimi kaybetmemek için her şeyi yapacağım. Sabiha’yı tutamamak en büyük pişmanlığımdır. Bu pişmanlığı bir daha yaşamamak adına artık bana her şey MUBAHTIR.