ÖZGÜRGÜN: “HÜKÜMET OLARAK GÖRÜŞME SÜRECİNİN DIŞINDAYIZ”

“ENDİŞELER UZUN SÜREDİR VAR OLAN ENDİŞELERDİR. ÖZELLİKLE MÜLKİYET, TOPRAK MESELELERİ, GÜVENLİK, EKONOMİNİN NE OLACAĞI KONULARI CİDDİ ENDİŞE KAYNAĞIDIR”

TALAT: “HÜKÜMET KANADININ KIBRIS SORUNUNUN MÜZAKERELERİYLE İLGİLİ ORTAYA KOYDUĞU YAKLAŞIM, KIBRIS TÜRK TARAFINDA BİR BÜTÜNLÜK BULUNMADIĞINI, PARÇALANMA OLDUĞUNU VE CUMHURBAŞKANLIĞI İLE HÜKÜMET ARASINDA BİR GERGİNLİK OLDUĞUNU GÖSTERİYOR”

ÖZYİĞİT: “MÜZAKERE MASASINI ENGELLEYİCİ, BALTALAYICI TAVIRLAR İÇERİSİNE GİRMEYELİM”

DENKTAŞ: “BURADAKİ HEYETİN İÇERİSİNE BİLE BİRİNİ GÖNDERMEMİZ KABUL EDİLMEZSE, BUNU KABUL EDECEK DURUMDA DEĞİLSEK, METİN ÇIKANA KADAR YARDIMCI OLURUZ, METİN ÇIKTIĞI ANDAN İTİBAREN HER PARTİ KENDİ KARARINI VERİR”

Lefkoşa, 30 Ağustos 16 : Başbakan Hüseyin Özgürün, UBP-DP Hükümeti’nin Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik görüşmelerde yer alan müzakere heyetinde bir temsilcisinin yer almamasının, hükümetin sürecin dışında yer alması anlamına geldiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen siyasi partilerin genel başkanlarıyla bugün yaklaşık iki buçuk saat süren bir görüşme yaptı.

Görüşme sonrasında sırasıyla Başbakan ve Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit ile Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı, Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş basına açıklama yaptı.

ÖZGÜRGÜN

UBP Genel Başkanı ve Başbakan Hüseyin Özgürgün, görüşmenin ardından basına yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanlığı müzakere heyetinde hükümet temsilcisinin de yar alması konusunda, “böyle bir başarı sağlamadık, dolayısıyla biz sadece bilgi alıyoruz hükümet olarak” dedi ve bunun “hükümet olarak görüşme sürecinin dışındayız” anlamı taşıdığını söyledi.

Müzakere heyetinde Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı’nın da yer almasını defalarca önerdiklerini, hükümet temsilcisinin de müzakere heyetinde yer almasının hükümetin de sorumluluk almasını sağlayacağını, Cumhurbaşkanlığı’nı da daha güçlü kılacağını söyleyen Özgürgün, “Şu aşamada sorumluluk almamız bir yana, bilgi almak, bu bilgileri değerlendirme noktasındayız” dedi,

Kıbrıs Türk halkının müzakere sürecinde ne olup bittiği konusunda iyi bilgilendirilmesi gerektiğini kaydeden Özgürgün, Kıbrıs Rum kesiminde müzakerelerle ilgili yapılan açıklamaların ciddi endişe yarattığını, bu anlamda halkın bilgilendirilmesi gerektiğini söyledi.

Hükümetin endişeleriyle ilgili olarak Başbakan Özgürgün, “Endişeler uzun süredir var olan endişelerdir. Özellikle mülkiyet, toprak meseleleri, güvenlik, ekonominin ne olacağı konuları ciddi endişe kaynağıdır” dedi.

Bir çözümün KKTC’deki ekonomik hayatı durdurabileceğini, tüm mal ve mülkleri tartışmalı hale getirebileceğini; taşınmaz malları satılamaz, devredilmez yapabileceğini kaydeden Özgürgün, bu konuların netleştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Bu ifadeleri süreci kötülemek maksadıyla kullanmadığını belirten Başbakan Özgürgün, “Güney’den gelen haberler de bu endişelerimizi ortaya koymamıza neden oluyor” dedi.

Kıbrıs Rum tarafından gelen taleplerin Kıbrıs Türk halkında yarattığı endişeleri göstermeye çalıştığını kaydeden Özgürgün, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Kıbrıs Rum tarafından kaynaklanan bazı söylemlerin asılsız olduğunu kendilerine aktardığını, ancak bir kısmında henüz netlik olmadığını ve endişelerin spekülasyonlara neden olduğunu belirtti.

Özgürgün, halkı rahatlatmak ve endişeleri ortadan kaldırmak için bulundukları makamlar bakımından açıklamada bulunmaları gerektiğine inandığını ifade etti.

TALAT

Ana muhalefet CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat ise, Eylül ayında New York’ta üçlü görüşmenin yer alacak olmasının çok önemli bir safhada bulunulduğunun bir göstergesi olduğunu söyledi.

Kıbrıs Rum kesimi ile devam eden görüşme sürecinde çok fazla sıkıntı bulunmadığını algıladıklarını, ancak hükümetin bu görüşte olmadığını ifade ederek, hükümetin bu tutumunu eleştiren Talat, “Hükümet kanadının Kıbrıs sorununun müzakereleriyle ilgili ortaya koyduğu yaklaşım, Kıbrıs Türk tarafında bir bütünlük bulunmadığını, parçalanma olduğunu ve Cumhurbaşkanlığı ile hükümet arasında bir gerginlik olduğunu gösteriyor ve bu da rahatsız edici bir şey” dedi.

Hükümetin Cumhurbaşkanlığı’na karşı olumsuz bir tutum sergilemesinin hem uluslararası hem de Kıbrıs Rum tarafına karşı bir zafiyet doğuracağını, Cumhurbaşkanı’nı zor durumda bırakacağını kaydeden Talat, “Başbakan’ın Cumhurbaşkanı ile ilgili kuşku ortaya koyması, Kıbrıs sorununun ele alınış, yürütülüş şeklini kuşkulu bir noktaya taşıması, sanırım hepimizin zararınadır” dedi.

“HÜKÜMET TEMSİLCİSİ HİÇBİR ZAMAN MÜZAKERE HEYETİNDE YER ALMADI”

Bu gibi tartışmaların bir kenara bırakılması çağrısında bulunan CTP Genel Başkanı Talat, “Hiçbir zaman hükümet temsilcisi müzakere heyetinde olmamıştır. 40 yıl 50 yıl, müzakere süreci kaç yıl sürmüşse, bu hiçbir zaman olmamıştır. Dolayısıyla olmayan bir şeyi, bugün öne sürerek müzakere sürecini sabote etmeye kalkışmak çok yanlış bir şeydir” şeklinde konuştu.

Görüşme tutanaklarının Başbakan’a anında iletildiğini kaydeden Talat, “Yeterince bilgi alınmadığını söylemek son derece yanlış olur” dedi.

Rum tarafından çıkan haberlerin referans alınmasının yanlış olduğunu ifade eden Talat, Kıbrıs Rum kesiminin zaman zaman kurgulanmış yayınlar yaptığını, bu yayınlar üzerinden hareket etmenin Kıbrıs Rum tarafına hizmet edeceğine inandığını söyledi.

Talat, “Referansımız burasıdır, buradan görüşme notları çıkmaktadır, bunlar okunmalı ve soruları bunlara dayanarak sormamız gerekir. Rum basınında çıkanlara dayanarak sorarsak, Rum tarafının örtülü niyetlerine yardımcı olmuş oluruz” dedi.

ÖZYİĞİT

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit de, hükümetin Cumhurbaşkanı Akıncı’ya yönelik tutumunu eleştirdi.

Özyiğit, “Başbakan ve Dışişleri Bakanı tarafından ortaya konan yaklaşımdaki üslubu kesinlikle tasvip etmiyorum, son derece yersiz ve gereksiz" dedi.

Cumhurbaşkanı’nın bilgilendirme toplantılarının ve Cumhurbaşkanlığı tarafından dağıtılan görüşme tutanaklarının son derece doyurucu olduğunu kaydeden Özyiğit, hükümet kanadını yapıcı katkı koymaya çağırdı.

Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakerelerdeki gidişatın, sorunu çözme noktasına adım adım yaklaşıldığını gösterdiğini belirten Özyiğit, “bu konuda planlanmış beş liderler seviyesindeki toplantı ile New York’ta yaşanacak sürecin belirleyici olacağını” söyledi.

Hükümet temsilcisinin müzakere heyetinde yer alması talepleri ile ilgili olarak ise Özyiğit, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın görüşme formatının, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Erıoğlu’nun görüşme formatının aynısı olduğunu kaydetti.

Halkın endişelenmemesi gerektiğini belirten Özyiğit, halkın desteği ile Cumhurbaşkanı seçilen Akıncı’nın, Kıbrıs Türkü’nün hak ve çıkarlarını koruyacak bir anlaşma için içtenlik ve kararlılıkla çalıştığını ifade etti.

Özyiğit, “Müzakere masasını engelleyici, baltalayıcı tavırlar içerisine girmeyelim” çağrısında bulundu.

DENKTAŞ

DP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş da görüşme sonrasında basına yaptığı açıklamada, hükümet temsilcisinin müzakere heyetinde yer almamasını eleştirdi.

Denktaş, gelinen aşamada halka müzakereler hakkında bilgi verilmemesinin de doğru olmadığını, halkın ne olacağını net bilmediğini söyledi.

Bir takım konuların yürütme tarafından ele alınıp icraata dökülmesi gerektiğini kaydeden Denktaş, “Dışında olduğumuz bir sürecin, yürütücüsü ne kadar olacağımız sorgulanmalıdır” dedi.

Hükümetten bir temsilcinin de müzakere heyetinde yer almaması konusunda Denktaş, Cumhurbaşkanı ile hükümetin geçmişte aynı düşüncede olduğunu veya Cumhurbaşkanı’nın düşüncesinde olan bir kanadın hükümette de yer aldığını, ancak Cumhurbaşkanı ile hükümetin görüşlerinin ilk kez bu kadar ayrı olduğunu, söyledi.

Denktaş, “Görüşmelerin devam ettiği süreç içerisinde, elimizden gelen desteği Cumhurbaşkanı’na vereceğiz, ama fikrimizi ortaya koyamıyorsak, direkt bilgi alamıyorsak, görüşlerimizi Cumhurbaşkanı’na anında aktaramıyorsak, çok da fazla o çember içerisine girmek istemeyiz” dedi.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş döneminde masada, Mehmet Ali Talat ve kendisinin hükümet olarak Rauf Denktaş’a destek olduğunu kaydeden Denktaş, bugünkü taleplerinin de benzer olduğunu söyledi. Denktaş, “Buradaki heyetin içerisine bile birini göndermemiz kabul edilmezse, bunu kabul edecek durumda değilsek, metin çıkana kadar yardımcı oluruz, metin çıktığı andan itibaren her parti kendi kararını verir” dedi.

Çözüm sonrası doğabilecek kötü sonuçlara işaret eden DP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Denktaş, “Halk (çözüm planı için yapılacak referandumda) başka bir zan içerisinde oy kullanırsa, günün sonunda hem Türk tarafı hem Rum tarafından evet çıkarsa, ve çözüm sonrasında da ‘biz bunu böyle bilmiyorduk’ noktası çıkarsa bunun sonu çatışmadır” diye konuştu.

1974’te sonra adada hakim olan savaşsız ortamın bir çözüm niyetine bozulmaması gerektiğini ifade eden Denktaş, “Çok belli ki iki ayrı düşüncenin temsilcileriyiz. Bizim hassas olduğumuz konular farklı, Cumhurbaşkanlığı’nın hassas olduğu konular farklı” dedi.

Kıbrıs Rum tarafında Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e muhaliflerin yarattığı sıkıntılı durumun KKTC’de de bulunduğunu, Kıbrıs Rum tarafının her istediğini elde edebileceği ortamın bulunmadığını kaydeden Denktaş, “Kıbrıs Rum tarafı da bilmelidir ki, karşılarında oturan (müzakere) ekip her ne kadar iyi niyetle hareket etse de, bir referandum sürecinde halk desteğini bir bütünü ile arkasında tutan ve ona göre davranan bir ekip değildir” dedi.

MÜZAKERELERİN GİDİŞATI...

Müzakerelerin gidişatıyla ilgili olarak da DP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Denktaş, “Bizi hoşnut kılacak, bu yaşayabilir bir çözümdür diyebileceğimiz bir yapıya doğru gitmiyoruz. 10 sene içerisinde iki kesimliliğin, iki toplumluluğun ortadan kalkabileceği bir ortam öngörülüyor” dedi.

TUTANAKLAR

Kıbrıs Rum tarafıyla yapılan görüşmelerin tutanaklarının Başbakan’a iletilmesi konusunda da Denktaş, tutanaklarla, her şeyin tam olarak algılanamadığını, görüşme ortamının havası solunmadığında yanlış yargılara da varılabileceğini, tutanakların muğlak ifadeler içerdiğini söyledi.

Denktaş, müzakere heyetinde hükümet temsilcisinin yer alamayacak olmasının “Sizin gibi düşünenleri istemiyoruz” algısı yarattığını ifade etti.

Ancak bunun, Cumhurbaşkanlığı ile iplerin koptuğu gibi yansıtılmaması gerektiğini vurgulayan Serdar Denktaş, “Bizden bir şey talep edildiğinde yerine getirmeye çalışacağız ama ek katkı, fikirsel bazda, ‘şu şöyle olmasa daha iyi olur’ şeklinde yaklaşımın anlamı kalmadı” dedi.

(ID/SEL)

Haber: İbrahim Diran