20 TEMMUZ BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK BAYRAMI 

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı nedeniyle Boğaz Şehitliği ve TMT Anıtı’nda tören düzenlendi.

Törenlere Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay, Başbakan Tufan Erhürman, İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığını temsilen 28’inci Tümen Komutanı Tuğgeneral Mahmut Altun ile Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Tevfik Algan, bazı bakanlar ve derneklerden temsilciler katıldı.

Boğaz Şehitliğindeki törende anıta çelek konuldu, saygı atışı yapıldı, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Maşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Tören Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın anıt özel defterini imzalamasıyla sona erdi.

“BUGÜNLERE ULAŞABİLMİŞSEK…”

Anıt özel defterinde Akıncı’nın şu düşünceleri yer aldı:

“Bugünlere ulaşabilmişsek, kuşkusuz ki bu, sizlerin fedakarlıkların en büyüğünü yapmanız sayesinde gerçekleşebilmiştir.

Bu adada özgürlük içinde yaşayabilmemiz için canlarınızı feda ettiniz. Geleceğe daha umutla bakabilmemizin yolunu açtınız.

Sizin açtığınız bu yolda, gelecek kuşaklarımız için barış, huzur içinde bir yaşamı mümkün kılmak yönünde ve refah bakımından usanmadan çalışmaya devam edeceğiz.

Bu düşüncelerle sizi bir kez daha saygıyla anıyoruz.

Ruhunuz şad olsun.”

TMT ANITI ÖNÜNDEKİ TÖREN

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı nedeniyle Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın kabrinin de yer aldığı anıttayapılması gereken tören, anıt inşası devam ettiğinden,TMT Anıtı önünde düzenlendi.

Törende anıta çelenk konuldu, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Maşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Buradaki tören de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın anıt özel defterini imzalamasıyla tamamlandı.

Akıncı deftere şunları yazdı:

“Aziz Rauf Denktaş,

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 44. yılını idrak ediyoruz. Yunanistan’daki faşist cunta ve Kıbrıs Rum tarafındaki ‘İşbirlikçilerin Enosis’ hedefi ile çıktıkları yol Kıbrıs’ı kan gölüne çevirmiş, bu güzel adamızı barış ve huzur ortamından uzaklaştırılmıştır.

Kıbrıs’ta akan kan ancak 20 Temmuz 1974 müdahalesi ile durabilmiş ve 44 yıldır sürmekte olan bir sükunet dönemi yaşanmıştır.

Ne var ki tüm ilgili tarafların üzerinde mutabık kaldıkları yeni bir statüyü yaratmak bunca yılda mümkün olmamıştır. Temennimiz eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde yaşanacak yeni bir yapıyı daha fazla zaman yitirmeden kurabilmektedir.

Bunun için, haklarımızı sonuna kadar koruyarak, mücadele etmeye devam edeceğiz.

Bu düşüncelerle sizi saygı ile anıyoruz.”