KKTC BAŞBAKANLIĞINDAN SKANDAL DAVRANIŞ !!!

Haberal Kıbrıslı Gazetesinin özel haberine göre KKTC Başbakanlığı bir skandala imza attı. Gazetede bugün yeralan haberi yorumsuz olarak paylaşıyoruz.


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanlığı tarafından 2015 yılında eşantiyon olarak dağıtılan 2015 ajandalarında skandal






Başbakanlığın basın mensuplarına ve uygun gördüğü şahıslara Yeni Yıl hediyesi olarak dağıttığı 2015 ajandaları, KKTC’nin değil sanki TC Başbakanlığının ajandası. Ajanda, Türkiye Cumhuriyeti bilgileri dışında KKTC ile ilgili hiçbir bilgi içermiyor. 
Başbakanlığımız Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın kapatıldığından haberdar değil.  Ajandada, hem 2010 yılında kapatılan KTHY’den bahsedilmesi, hem de buna “Dış Havayolu Şirketleri” altında yer verilmesi tam bir skandal. “Önemli Telefonlar” kısmında ise bizim hastane ve polis müdürlüklerimizin telefon numaraları yerine TC Emniyet Müdürlükleri ve hastaneleri ile gazetelerinin telefon numaralarına yer verilmesi ayrı bir rezalet.



KKTC Başbakanlığı tarafından yeni yıl hediyesi olarak dağıtılan ve üzerinde KKTC amblemi ile birlikte “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanlık” yazan 2015 ajandalarında “tam bir rezalet” denilecek trajikomik hatalar gözden kaçmadı. 
Özellikle basın mensuplarına ve Başbakanlığın uygun gördüğü şahıslara dağıtılan 2015 ajandasında kapak dışında KKTC ile ilgili hiçbir ibare ve acil telefonlar yer almıyor. Türkiye’deki acil telefonlar, bakanlıklar, gazetelerin numaralarının yer aldığı ajandalarda, 2010 yılında ekonomik sıkıntılar nedeniyle kapatılan Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın telefon numaralarına da yer verilmesi tam bir skandal. Üstelik bizim Başbakanlığımızın ajandasında Kıbrıs Türk Hava Yolları “Dış Havayolu Şirketleri” arasında gösteriliyor. 
KKTC Başbakanlığı’nın 2015 ajandasında “Konsolosluklar” kısmında, Türkiye’nin dünyanın dört bir yanındaki konsoloslukları sanki KKTC’nin konsolosluklarıymış gibi sahiplenilirken, “Gazeteler” ve “Televizyonlar” kısmında ise yaklaşık 15 günlük gazetemizin ve 10 kadar yerli kanalımızın telefon numaraları yerine, Türkiye’nin 20 ulusal gazetesinin ve 17 televizyon kanalının telefon numaralarına yer verilmesi daha uygun bulundu.


"Fark Ettik,İptal Etme Şansımız Yoktu"

Haberal Kıbrıslı’nın fark ettiği rezaletle ilgili görüşlerine başvurulan Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Hüseyin Gürşan, Başbakanlık tarafından dağıtılan 2015 ajandalarının Türkiye’de yaptırıldığını belirtirken, ajandaların ellerine ulaşmasının ardından hataları fark ettiklerini, ancak ajandaları iptal etme şanslarının olmadığını söyledi. Ajanda konusunu Başbakanlık yetkilileriyle tartıştıklarını, ancak son noktada yapacak bir şey olmadığını ifade eden Hüseyin Gürşan, ajandaları iptal etme şansları olmadığını dile getirdi.
Ajandaların üzerinde “KKTC Başbakanlık” yazdığını ancak ajandaları Türkiye’de yaptırdıkları için içeriğinin KKTC’ye uygun olmadığını ifade eden Hüseyin Gürşan, ajanda geldiği anda çok geç olduğunu ve geri verilmesi yönünde konuşmalar olduğunu, ancak dağıtılması yönünde karar üretildiğini söyledi. Gürşan, “Bunu daha önceden görülebilinseydi KKTC’ye uygun bir ajanda yapardık” dedi. 
Kaç para harcandı?
KKTC Başbakanlığı’nın böyle bir ciddiyetsizlik ve Kıbrıs Türkü için utanca neden olacak ajandaları çöpe atacağı, imha edeceği yerde, hazır masraf yapılmışken bari dağıtalım mantığında olması da ayrı bir düşüncesizlik örneği. 
Kaç ajanda basıldığı ve ne kadar para harcandığı konusunda yönelttiğimiz soruya karşılık Özel Kalem Müdürü Gürşan, bilgisi olmadığını, konuyla ilgili detaylı bilgiyi, şu anda yurt dışında bulunan Basın İşleri Müdürü Sedat Bey’in bildiğini, yarın (bugün) aramamız halinde rakamsal bilgileri verebileceğini söyledi.
İnandırıcı bulunmadı
Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Hüseyin Gürşan’ın, ajandalarda yapılan hatanın farkına varıldığını ve Başbakanlık yetkilileriyle konuyu tartıştıklarını belirtmesinin ardından, “kaç tane basıldı, ne kadar harcandı” sorusunun cevabını bilmediğini söylemesi pek de inandırıcı bulunmadı. Böyle bir konunun görüşüldüğü bir toplantıda, böyle bir rezalet için ne kadar para harcandığının merak edilmemesi, bilgi talep edilmemesi, konuşulmaması dikkat çeken ayrı bir durum olarak ortaya çıkıyor.