SANER, AMAÇLARININ ÇALIŞMA HAYATINI DİSİPLİN ALTINA ALMAK, ÇALIŞAN HERKESİN SOSYAL GÜVENCESİNİ SAĞLAMAK OLDUĞUNU SÖYLEDİ

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hamza Ersan Saner, bakanlık olarak esas amaçlarının çalışma hayatını disiplin altına almak, çalışan herkesin sosyal güvencesini sağlamak ve gerekli olan her türlü icraatı ortaya koymak olduğunu söyledi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hamza Ersan Saner, katıldığı televizyon programında Bakanlığı’nın projelerini anlattı.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın projeleri hakkında bilgi veren Saner, ülkede iş kollarında çalışacak yerli eleman olmadığı için farklı ülkelerden çalışanların geldiğini kaydederek, bu çalışanların sosyal güvenlik yatırımları olmamasından dolayı bir şekilde kayıt dışına düştüğünü ve çıkarılan af ile kayıt altına alındığını söyledi.

“SOSYAL SİGORTALAR 4 AYDIR BORÇLANMADAN MAAŞ ÖDEMESİ YAPABİLECEK DURUMDA”

Bugüne kadar yapılan afların her birinden ortalama 2 bin 122 kişi yararlanırken, bu yıl yapılan aftan tam 3 katı kişinin yararlandığını belirten Saner, affın Sosyal Sigortaların aktif pasif oranına yansıdığını ifade etti. Saner, Sosyal Sigortalar’ın ilk kez 4 aydır para borçlanmadan maaş ödemesi yapabilecek duruma geldiğini kaydetti.

Mevcut tüzüklerle ülkenin artık yönetilemeyeceğine dikkat çeken Saner, Bakanlığı’na bağlı İhtiyat Sandığı ve Sosyal Hizmetler Dairesi tüzüklerini yeniden düzenlediklerini belirterek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı 4 dairenin tüzüğünde değişiklik yaparak, vatandaşların yaşamlarını kolaylaştırmayı hedeflediklerini ifade etti.

2009 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Yasası ile kamu ve özel ayrımının ortadan kalktığına ve tüm çalışanların Sosyal Sigortalar Dairesi’nden emekli olarak, emeklilik ikramiyesini İhtiyat Sandığı’ndan alacağına dikkat çeken Saner, Sosyal Sigortalar Yasası ile Sosyal Güvenlik Yasası kapsamındaki farklılıkların ve anomalilerin giderilmesi için, yapılan sigorta affı ile yeni yasal düzenlemelere gidildiğini söyledi.
Yapılan yasal düzenlemeler arasında emekli olan sigortalıların eş ve çocuklarının tedavisi için yurt dışındaki tedavilerinin karşılanması da olduğunu, aynı şekilde sigortalıların geçindirmekle yükümlü olduğu dul ve yetimlerin de bu haktan faydalanmasına imkan tanındığını anlatan Saner, emeklilik maaşlarının ödenmesiyle ilgili düzenlemede ise, emekli maaşı almak için gerekli şartları yerine getiren sigortalının maaşını müracaat ettiği tarihten itibaren alabileceğini belirtti.

Saner, değişiklikler kapsamında Sosyal Sigortalar Yasası altında emekli olmaya hak kazananların dilemeleri halinde mükellef askerlikte geçen süreleri borçlanmalarına imkan tanınacağını ifade etti.

Sigorta Affı’nın ana paradan herhangi bir bağış değil, gecikme zamlarına verilecek muafiyetler olduğunu anlatan Saner, öngörülen muafiyete göre, anaparanın tümünü ödemek isteyen vatandaşların, gecikme zammının yüzde 85’inden muaf tutulacağını belirtti.

Öte yandan, borç ana parasının yüzde 75’ini ödeyen kişilerin, gecikme zammının yüzde 60’ından; yüzde 50’sini ödeyen kişilerin gecikme zammının yüzde 35’inden; yüzde 25’ini ödeyen kişilerin ise gecikme zammının yüzde 10’undan muaf olacağını belirten Saner, bu kişilere 36 ayda taksitlerle ödeme imkânı sunulacağını söyledi.

SİGORTA AFFI CUMHURBAŞKANI TARAFINDAN ONAYLANDIKTAN SONRA RESMİ GAZETEDE YAYINLANACAK

Saner, Meclis’ten geçen Sigorta Affı’nın Cumhurbaşkanı tarafından onaylandıktan sonra resmi gazetede yayınlanacağını ve takip eden ayda yürürlüğe gireceğini belirtti.

Yatırımlarını düzenli yapan işverenlere ise Bakanlığın bir takım destek programları üzerinde çalıştığını ifade eden Saner, yatırımlarını düzenli yapan işverenlere;  yanında çalıştıracağı 18-35 yaş arasındaki ilk kez kayıt yapacak gençler için sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımlarının tümünü, asgari ücretin yüzde 10 fazlası üzerinden yapılması halinde devletin ödemesini öngören bir program hazırladıklarını kaydetti.

Saner, ödemelerin çalışana nakit olarak değil; çalışanın banka hesabına yatırılarak ödeneceğini belirterek, son 5 yılda hiç sigorta borcu olmayan işverenlere, ikinci çalışanı için de yüzde 10 oranında bir destek daha verilmesinin öngörüldüğünü ifade etti.

"İnşaatları denetlersek hepsi kapanır’’ beyanı ile ilgili sorulan soruyu da yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hamza  Ersan Saner, söz konusu beyanının arkasında olduğunu ve beyanında esas vurguladığının "genel denetim " olduğunu dile getirdi.

İlgili tüzüğün 1989 yılından beri yenilenmediğini ve günün koşullarına cevap vermediğini anlatan Saner, "İnşaatta şantiye sorumlusu,  mimarı, inşaat mühendisinin kontrol mühendisi yok,  inşaatta iş sağlığı ve güvenliğinden bahsediyoruz. Bizim ülkemizde kontrollük hizmeti mecburi değil. İnşaatlarda kontrollük hizmetinin her aşamada zorunlu olması gerek. Bakanlık iş sağlığı ve güvenliği kontrolüne gittiğinde ne yapması gerektiğini söylüyor ama muhatap bulamıyor. İnşaatta kontrolörün orda olmasını zorunlu kılacak bir tüzüğümüz ya da maddemiz maalesef ki yoktur. Zaten bunların olduğu ortamda siz denetim yapsanız da yapmasanız de iş kazaları minimize olur. İnşaatlarda genel denetimin yapılması şart,  yapılmadığı taktirde başımız çok ağrıyacak." şeklinde konuştu.

Hem Mimarlar Odası hem de İnşaat Mühendisleri Odası’nın bu görüşüne destek verdiğini anlatan Saner, iki oda ile işbirliği içinde,  yapı denetimi ve yapı kontrolü konusunda hazırlanan tüzük çalışmasının tamamlanmak üzere olduğunu kaydetti.

Denetim açısından personelinin yeterli olmadığını ifade eden Saner, Bakanlığının 6 ilçede 5 daire çatısı altında 67 müfettiş ile hizmet verdiği bilgisini  paylaşarak; Bakanlığın   denetim yükünün hafiflemesi için elektronik ortama  geçme hazırlığı yaptığını dile getirdi.

ŞİDDETİN GELİNMEMESİ GEREKEN BİR NOKTA OLDUĞUNU HALKIMIZA ANLATMALIYIZ

Gündemde olan kadın cinayetleri ile ilgili de değerlendirmede bulunan Bakan Saner," Kadın cinayetleri konusunda çok fazla konuşmak istemiyorum. Cinayetin dili dini ırkı olamaz. Şiddetin önlenmesi için ne yapmamız lazım, dünyada neler yapılıyor onları tartışmalıyız. Başta şiddet uygulayanların eğitilmesi ve rehabilite edilmesi gerekli. Yasalar buna göre düzenlenmeli. Şiddetin gelinmemesi gereken bir nokta olduğunu halkımıza anlatmalıyız" şeklinde konuştu.

Saner, 1. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Çalıştayı sonunda elde edilen eylem planının tamamlanmak üzere olduğunu, sonuç doğrultusunda oluşturulacak alt yapı projesi için gerekli bütçenin ayrıldığını belirtti.

UBP-DP hükümetinin uyumu konusunda da değerlendirmelerde bulunan Saner, hükümetin uyumlu çalıştığını, erken seçim tarihi olarak belirlenen 15 Nisan 2018’e kadar çalışmalarına devam edeceğini ve Bakanlığının alt yapı projelerini gerçekleştirmek istediğini söyledi.

Bakanlığına bağlı tüm dairelerin tek çatı altında olduğu hizmet binası projesi ve Lapta’da yeni bir huzur evi binası projesi için  Bakanlığın kolları sıvadığını  anlatan Saner,  Karpaz bölgesine 18 yaş üstü engelli rehabilitasyon merkezi ve  İskele bölgesine Bakanlık hizmet binası projeleri için de çalışmaların sürdüğünü ifade etti.

Ulusal Birlik Partisi’ni "Sarayönü politikası yapan bir parti"  olarak eleştirenlere de yanıt veren Saner,  Ulusal Birlik Partisi’nin 2014 yılından beri her ay Ledra Palace’de partiler arası görüşmelere katıldığını, Avrupa Birliği’nin üçüncü büyük grubu olan Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular İttifakı (ACRE) grubuna üyelik hakkı kazandığını belirti.

Saner, " Artık UBP dünya ile aynı dili konuşan ve politika yapan bir partidir. KKTC bayrağı ile AECR grubuna üye oldu.  Sarayönü politikası yapıyor diyenlere bu UBP’nin yanıtıdır" diyerek sözlerini tamamladı.