Rıza Sarraf'ın uçağında çektiği selfie fotoğraf da, kendisini tutuklayan Amerikalı yetkililerce delil olarak kullanılıyor NEW YORK — New York Güney Bölgesi Savcısı Preet Bharara’nın imzasıyla dava dosyasına giren, Rıza Sarraf’ın kefalet karşılığında serbest kalmamasının gerekçelerinin açıklandığı yeni belgelerin Amerikan Federal Adalet Sistemi’nde yayınlanması büyük yankı uyandırdı. Yeni belgelerde, 17 Aralık soruşturmasının fezlekesinden bazı bölümler dava dosyasına girdi. Türkiye’de rüşvet aldığı iddia edilen bazı bakanların tapeleri ve para trafiğiyle ilgili çeşitli belgeler yayınlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adli ve kolluk kuvvetleri üzerinde siyasi baskı kurup 17/25 Aralık soruşturmasını kapattırdığı belirtildi. Amerika’nın Sesi dava dosyasına giren son belgeler ve davanın bundan sonraki seyriyle ilgili hukukçuların görüşlerine başvurdu. Hukukçular, son belgelerin kefalet talebine karşı hazırlanmış çok güçlü belgeler olduğuna işaret etti. Belgelerde Türkiye’den adı kişilerle ilgili her bir suç isnat edilmedi. Hukukçular, bu kişilerin yeni bir ek iddianamede suç ortağı olarak yer alabileceği gibi sadece Sarraf’ın kefaletle serbest bırakılmasını önleyebilmek adına sunulan deliller arasında yer alan isimler olabileceği görüşünde birleşti. Avukat Cahit Akbulut Avukat Cahit Akbulut ‘Davanın yönü Türkiye’ye döndü’ Dava sürecini yakından izleyen New York Barosu Avukatı Cahit Akbulut, davanın yönünün Türkiye’ye çevrildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni belgelerde, 17 -25 Aralık soruşturmasını siyasi baskı kurup kapattıran kişi olarak adının geçmesini de çok önemli bir gelişme olarak değerlendirdi. “Davanın yönü Türkiye’ye döndü. Çok daha fazla belge ve Türkiye’den çeşitli isimlerin de suçlandığı ek bir iddianame görebiliriz” diye konuştu. Akbulut, davanın asıldan görülmesiyle birlikte ortaya çok daha fazla belgenin ortaya çıkabileceğine işaret etti. ‘Çok sayıda yeni delil iddianameye konulabilir ‘ Akbulut şöyle konuştu: “Son belgelerde Sarraf’ın, Türkiye’de hükümet ile kurduğu kirli rüşvet ilişkileri ve kapatılan soruşturmaya ait detaylar yer alıyor. Bu yönünden ele aldığımız zaman soruşturmada dava sürecinin başlamasıyla birlikte, anılan bazı isimlerin de Sarraf’ın suçlandığı kara para aklama ve İran’a yönelik uluslararası ambargoları delmek gibi bazı suçlara ortak olduklarını olarak gösteren yeni bir iddianame gelebilir. Çok sayıda belge iddianameye eklenebilir” dedi. ‘Adı geçen kişiler için bir suçlama yok’ Son belgelerde adı geçen kişilerle ilgili herhangi bir suçlama olmadığını ifade eden Akbulut, “Bu belgeler Sarraf’ ın uluslararası kirli çıkar ilişkilerini belgelemek için konmuş. Zenginliğiyle, sahip olduğu uçak ve gücüyle serbest bırakıldığı an kaçma riskinin çok yüksek olduğuna işaret edilmiş. Yakalandığında Amerikan makamlarına verdiği ilk ifadede yalan söylediği belirlenmiş. Güvenilir olmadığı, her an Amerikan hükümetini aldatabileceği kanısına varılmış. Avukatı, Ben Brafman’ ın mahkemeye sunduğu kefalet paketinin karşısına iddia makamı çok kuvvetli delillerle çıkmış. Savcının soruşturmayı ne derece Türkiye’ye yönlendirmiş olabileceğini bilemeyiz. Dava sürecinin başlamasıyla birlikte yeni kanıtlar da ortaya çıkabilir” dedi. Avukat Arda Beşkardeş Avukat Arda Beşkardeş ‘Türkiye’nin adalet sistemine saygımız yok, Türkiye’ye kaçarsa bize geri vermezler’ New York Barosu Avukatı Arda Beşkardeş ise iddia makamının ellerindeki kartların çok azını gösterdikleri görüşünde. Bazı yeni delillerin yer aldığı ek bir iddianamenin de dosyaya girebileceğine işaret eden Beşkardeş, “Kefalet davasında bu kadar kanıt göstermeleri çok enteresan. Aşırı detaya girilmiş aslında, ‘Bu adam Türkiye’ye giderse bir daha gelmez’ diyorlar. Türkiye’de daha önce en üst seviyeye kadar verdiği rüşvetlerle hapisten çıktığına işaret edip, ‘Türkiye’nin adalet sistemine bu yüzden saygımız yok’ diyorlar. Türkiye ile suçlu geri iade anlaşmamız var ama orada bu kadar güçlü ilişkileri olan bir adam Türkiye’ye kaçarsa, Türkiye bu adamı bize geri vermez diyorlar. Kefaletin bağlayıcı olamayacağını ve Sarraf’ın kaçabileceğini vurguluyorlar” ‘Özellikle Erdoğan’ı işaret eden konuşmalar seçilmiş’ Yayınlanan 17/25 süreciyle ilgili kullanılan belgelerde rüşvet aldığı iddia edilen bakanların belgelerde ortak bir noktası olduğunu vurgulayan Beşkardeş, “O ortak nokta da hepsinde ‘Başbakan Erdoğan’a ulaştırayım’ veya ‘bir görüşeyim’ gibi ifadeler var. Konuşmaların ana teması Erdoğan olmuş. Burada tüm bu olanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilgisinde olmuş şeklinde bir mesaj verilmiş. Konuşmaların çoğunda ‘(dönemin) Başbakan(ı) Erdoğan’ın da bundan haberi vardı’ iması yapılmış. Özellikle seçilip konmuşlar. Davanın bundan sonraki aşamasında kefalet duruşmasında Türkiye’den adı geçen kişiler suç işledikleri iddiasıyla Türkiye’den talep edilebilirler. Sanık değil de, tanık olarak da çağrılabilirler. Amerika ile bu konuda ikili anlaşmalarımız var.” ‘Amerika ilişkilendirdiği kişileri Türkiye’den talep edebilir’ Yeni bir iddianame hazırlanır buna başkaları da dahil edilirse, Amerika’nın İran ve kara para olaylarıyla ilişkilendirdiği kişileri kendi topraklarında yargılaması için Türkiye’den talep edebileceğine işaret eden Beşkardeş, “Dikkat çeken önemli bir şey de, Sarraf’ın bir çeteyle bu işleri çevirdiğine işaret edilmiş. Organize suç çetesi olarak vurgulanmış. Önemli olan bu çetelerin İran ambargosuna ve kara para aklamayla ilişkilendirilmesi. O zaman orada her adı geçen kişinin Amerika’ya teslim edilmesi istenebilir. Ancak hiçbir şekilde Amerika, Türkiye’de olduğu iddia edilen rüşvet olaylarını burada yargılayamaz. Açıkçası 17/25 Aralık süreci Amerika’da yargılanamaz. Türkiye’de işlenmiş hiç bir suç Amerika’da bir iddianameye girmez. Amerika’nın böyle bir yargılama hakkı yok. Ancak Türkiye’de işlenmiş suçları kefalete karşı çıkarken gösterebilirler” dedi. Avukat Fidel Okan Avukat Fidel Okan ‘Türkiye’de ABD’deki dava konusunda bilgi kirliliği var’ Türkiye’de Hanefi Avcı’nın savunmasını üstlenen ve bilinen avukatlar arasında yer alan Fidel Okan’da Rıza Sarraf’ın, ABD’de süren davasında başından beri yaşanan bilgi kirliliğine vurgu yaptı. Okan “ABD’de süren dava maalesef yeterince anlaşılamadı. Türkiye’de Gülen Cemaati’nin devlet içerisinde örgütlendiği, ayrı bir yapı kurduğu şeklinde yıllardır tarafımızdan dile getirilen iddiaları görmezden gelen ve Cemaat’le etle tırnak olduklarını vurgulayarak açık bir işbirliğine giren AK Parti Hükümeti, 17/25 Aralık soruşturmaları sonrasında mecburen bu iddiamızı kabul etmek ve ciddiye almak zorunda kalmıştır. Bu noktada 17/25 Aralık soruşturması vesilesi ile yıllardır yaşanan hak ihlallerinin yaşandığı dava dosyaları yeniden ele alınarak mağduriyetler ortadan kaldırılmıştır” dedi. ‘Türkiye’de paralel paranoyası yaratıldı’ Devlet içerisinde örgütlenen Cemaat’e karşı yürütülen mücadelede 17/25 Aralık soruşturmalarının cemaat tarafından adeta bir bayrak gibi kullanıldığına dikkat çeken Okan, “Yolsuzluk iddialarının ispatlanması durumunda Cemaat’in devlet içerisinde örgütlendiği iddiasının boş, soyut ve mesnetsiz olacağı şeklinde saçma sapan bir önerme ile hareket edilmeye başlanmıştır. Aynı pozisyonda olan hükümet yandaşları ise 17/25 Aralık soruşturmalarından ciddi bir şeyler çıkması halinde yargısal darbe teşebbüsü iddiasının çökeceği şeklinde aynı saçma önermeye mahkum olmuşlar, yürütülen mücadeleyi suiistimal ederek her olumsuzluğu paralele bağlayıp hükümeti eleştirenleri ise paralel ilan ederek, ülkede bir paralel paranoya yaşanmasına sebep olmuşlardır” dedi. ‘Yargısal bir darbeydi ama rüşvet dosyaları kapatıldı’ Ben en başından beri bu soruşturmaların yapılış ve uygulanış biçimleri ile bir yargısal darbe girişimi olduğunu, aynı zamanda bu soruşturmadaki iddiaların son derece ciddi olduğunu belirten Okan, “Soruşturmada adı geçen kişilerin yolsuzluk yaptıklarının ve rüşvet aldıklarının kuvvetle muhtemel olduğunu savundum. Maalesef ülkemizde sağlıklı bir soruşturma yapılamadığı için dosyalar kapatıldı, sonrasında ise iktidarın oylarıyla, ismi geçen bakanlar yüce divana gönderilmeyerek aklandı. Yaşanan süreç AK Parti’ye oy versin vermesin birçok kişinin adalet duygularının sarsılmasına neden oldu” ‘Karşıt görüşler yüzünden halk ABD’deki davayı anlamadı’ ABD’de yürütülen soruşturmanın her iki karşıt görüş mensuplarının yaptığı dezenformasyon neticesinde halkın bilgi alma hakkına darbe vurduğunu iddia eden Okan, ”Bir taraf meseleyi her zamanki gibi paralele bağlamaya çalışırken, hatta Sayın Savcı’nın Paralel ilan edilmesi de buna dahil, diğer taraf ise bu soruşturmayı yarım kalan 17/25 Aralık soruşturmasının devamı gibi göstermeye çalıştı. Gelinen son aşamada ise bir taraf meselenin ciddiyetini anladığı için üç maymunu oynadı, diğer taraf ise büyük bir coşkuyla Savcı’nın Mahkeme’ye sunduğu 17/25 Aralık soruşturma belgelerini çarpıttı. Amerikan Federal Adalet Sistemi’ni bilmeyen Türk halkı ise iki tarafın çarpık haberlerinden birini tercih etmek zorunda kaldı. Türkiye’de maalesef soruşturma bu şekilde görülüyor ve bu algının değişmesi çokta mümkün gözükmüyor” dedi. New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara ‘Savcılık Sarraf’ın avukatlarının iddialarını tek tek çürüttü’ Başlangıçtan beri ülkenin sorunlarına duyarlı bir hukuk adamı olarak soruşturmayı ciddiyetle takip ettiğini ifade eden Okan,”Sarraf’ın avukatları tarafından yapılan kefalet başvurusu sonrasında savcılık bürosunun şiddetle kefalete karşı çıkması üzerine mahkeme, bu konuda süre vererek kefalete neden karşı olduklarını gösteren delilleri istemiştir. Savcı kendisine verilen sürenin son günü neredeyse son saatinde, Sarraf’ın neden kefaletle serbest bırakılmaması gerektiğini delilleri ile ortaya koymuştur. Yürütülen soruşturma belgelerini incelediğimde savcının müthiş bir çalışma yürüttüğünü rahatlıkla söyleyebilirim. Şöyle ki Savcı, Sarraf’ın avukatları tarafından ileri sürülen iddiaları tek tek çürüttüğü gibi, onun güvenilmez sahtekar bir adam olduğunu çekinmeden vurgulamıştır. ”‘17/25 soruşturması ABD açıldı algısı yaratılıyor’ Fidel Okan ayrıca şöyle devam etti: “Miami’de ilk yakalandığında sorguya alınmış ve sorguda mobilya ve altın ihracatı ile uğraştığını, yıllık gelirinin ise 720 bin dolar olduğunu iddia etmiştir. Savcı bu iddianın gerçek olmadığını delilleri ile ortaya koymuş ve sonra 11 milyar dolar para kazandığını ispatlamıştır.” “Yalancılığına kahkahalar ile gülünecek başka bir kanıtın” dava kayıtlarına geçtiğini belirten Okan, “(Savcılık) ‘Cari açığın yüzde 15’ini ben kapattım’ iddiasını yalancılığının bir başka kanıtı olarak mahkemeye sunmuştur. Yani açıkçası bu adam yılda 720 bin dolar kazanarak Türkiye’nin cari açığını nasıl kapatabilir? Bu mümkün olmadığına göre ‘Yalancıdır, dolayısı ile onlarca güvenlik ve koruma ile ev hapsinde de tutulsa, bu adam bir yolunu bularak Türkiye’deki ilişkilerini kullanarak kaçabilir’ demiştir. Savcı aynı zamanda Cumhurbaşkanı’nın eşi ve iş ilişkisi içinde olduğu eski bakanlarla olan ilişkisini de göstermiştir. Konunun Türkiye açısından bir hükümet sorunu olduğunu da ortaya koymuştur. Ancak savcının kefalete ilişkin sunduğu deliller ‘Türkiye’de 17/25 Aralık soruşturması ABD’de tekrar açılıyor’ şeklinde gerçek dışı bir algının basın yoluyla yapılmasına gerekçe olarak gösterilmiştir” diye devam etti. ‘Dosyada ismi geçenlerin mallarına el konulacak’ FBI tarafından elde edilenlerin de içinde olduğu soruşturma dosyasındaki bazı kanıtların henüz mahkemeye sunulmadığının ve bunun Türkiye’de kimsenin farkında olmadığı en önemli konu olduğunun altını çizen Okan, “ABD Federal Adalet Sistemi’ne giren belgeleri incelediğimde ve yaptığım görüşmelerde asıl iddianame ortaya çıktığında dosyaya birçok ismin ekleneceğini bu kişilerin ABD’ye ayak basar basmaz tutuklanacaklarını, ABD’de olan mallarına el konulacağını düşünüyorum, hatta düşüncenin ötesinde eminim. Türkiye’nin asıl şoku o zaman yaşayacağını öngörüyorum. Bakanların kara para trafiği içerisinde olup olmadıkları ve bu soruşturmaya dahil edilip edilmeyeceği de o zaman ortaya çıkacak ve yargılanacak kişilerin Türkiye’de işlendiği iddia edilen rüşvet ve yolsuzluk soruşturması ile ilgili olarak değil, farklı suçlardan yargılanacakları da ülkemiz insanları tarafından anlaşılmış olacaktır. Son cümle olarak bu soruşturmanın asıl sürprizi yakında ortaya çıkacak diyebilirim” dedi