Hawaii Üniversitesi’nin Ekim ayında keşfettiği ve eninden çok daha uzun boyuyla bir sigarayı andıran ‘Oumuamua’ , Dünya’dan gözlemlenebilen ilk yıldızlararası ziyaretçi olarak niteleniyor.

‘Oumuamua’, Hawai dilinde uzaktan ilk kez gelen ulak anlamına geliyor.

İngiliz Guardian gazetesinin haberine göre, bilim insanları, keşiften aylar sonra ‘Oumuamua’yı bilgisayarda modelledi ve onun gibi kayayı andıran nesnelerin tek yıldız sisteminden çok, çift yıldız sisteminden geldiği sonucuna vardı.

İki yıldızın birbirlerinin yörüngesinde yer aldığı sistemlere, çift yıldız sistemi deniliyor. Üç ya da daha fazla yıldızın olduğu sistemlerle beraber evrendeki yıldızların yaklaşık üçte birini oluşturuyorlar.

Kanada’daki Toronto Üniversitesi’nden Alan Jackson ve ekip arkadaşları, tek yıldız sistemlerinin, aynı Güneş gibi, asteroidlere oranla buzsu yapıdaki kuyruklu yıldızları dışarı atmakta daha başarılı olduğunu meydana çıkardı.

Araştırmaya göre, bunun nedeni kuyruklu yıldızların Güneş’ten çok daha uzakta bulunmaları ve yakınlardaki asteroidlere oranla yerçekiminden daha az etkileniyor olmaları.

Çift yıldız sisteminde ise, iki yıldızın birbirinin yörüngesinde dönüyor olması nedeniyle yerçekimi alanlarının gücü daha fazla.

Bu da kuyruklu yıldızlar kadar çok sayıda asteroidi bile yıldızlararası uzaya doğru fırlatmaya yetecek kadar güç demek.

‘Oumuamua’, bilim dünyasında geçen yılın en büyük keşiflerinden biri olarak sayılmıştı.

Bir başka büyük keşif, Süpernova yıldız patlamaları sonucu oluşan iki ‘nötron yıldızının’ 130 milyon yıl önce çarpışmasıyla meydana gelen yerçekimsel dalgalardı.