Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, dünya genelinde 68,5 milyon insanın yerinden edilmiş durumda olduğunu belirterek, "Bu nüfus içindeki her on kişiden dokuzu kendi ülkesinde veya komşu bir ülkede evinden kopmuş olarak yaşıyor ve bunun hem mülteciler hem de onlara kapılarını açan topluluklar üzerindeki etkisi büyük. Mültecilerin ihtiyaçlarına cevap vermenin, ortak bir küresel sorumluluk olarak üstlenilmesine şimdi her zamankinden daha fazla ihtiyaç var." değerlendirmesinde bulundu.
Grandi, Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, bugünün mültecilerle ve onlara ev sahipliği yapan topluluklarla dayanışma zamanı olduğunu kaydetti.
Ortaya çıkan, tekrar eden, devam eden ve derinleşen çatışmalar sonucunda, dünya genelinde 68,5 milyon insanın yerinden edilmiş durumda olduğuna dikkati çeken Grandi, "Bu nüfus içindeki, her on kişiden dokuzu kendi ülkesinde veya komşu bir ülkede evinden kopmuş olarak yaşıyor ve bunun hem mülteciler hem de onlara kapılarını açan topluluklar üzerindeki etkisi büyük. Mültecilerin ihtiyaçlarına cevap vermenin, ortak bir küresel sorumluluk olarak üstlenilmesine şimdi her zamankinden daha fazla ihtiyaç var." ifadelerini kullandı.
Halihazırda hakkaniyete, adalete, insani değer ve standartlara dayalı, olumlu sonuçlar doğuran yeni bir modelin test edildiğini vurgulayan Grandi, mültecilerin birlikte yaşamaya başladıkları topluluklara dahil edilmeleri ve potansiyellerini gerçekleştirme şansı verilmesi, ayrıca doğru zaman geldiğinde, mültecilerin evlerine geri dönmelerine veya başka bir yerde hayatlarını yeniden inşa etmelerine yardım etmek için çözümler üretilmesi gerektiğini bildirdi.
Bu yıl kabul edilecek Mültecilere İlişkin Küresel Mutabakat ile bunların gerçekleştirilmesinin hedeflendiğinin altını çizen Grandi, doğru kanunlar yapmak ve politikalar oluşturmanın hayati önem taşıdığını ifade etti.
Mülteciler bir ülkeye sığındığında onlarla ilk temasa geçenlerin yerel halk ve topluluklar olduğunu, asıl farkı yaratanın ise onların mültecileri karşılama şeklinde yattığını belirten Grandi, mülteciler için sorumluluk paylaşımının da bu noktada başladığını vurguladı.
Bunu Lübnan'ın Beyrut, Bangladeş'in Cox's Bazar, Almanya'nın Frankfurt, Peru'nun Lima kentleri ve Uganda'nın Yumbe kasabası ile dünyanın daha pek çok köy, kasaba ve kentinde gördüklerini aktaran Grandi, buralardaki erkek, kadın ve çocuklar, yerel kuruluş ve inanç temelli gruplar, öğretmenler, yerel düzeydeki iş insanları ve belediye liderlerinin içlerindeki insanlık, şefkat ve dayanışma ile fark yarattığına dikkati çekti.
Grandi, açıklamasına şöyle devam etti:
"Bu topluluklar, genellikle uzak sınır bölgelerinde yaşıyor ve kendi sınırlı kaynaklarıyla ayakta kalıyorlar ancak mülteciler ülkeye geldiğinde, yüreklerindeki şefkat duygusu ve insan onuruna duydukları saygıyla ellerindekileri paylaşıyorlar ve insanlar birlikte çalıştıklarında, ortaya çıkan sonuç da inanılmaz oluyor.

Peki, günlük hayatın içinden bu kahramanlar kim? Onlar, bir topluluğa ait olmanın ne demek olduğunu bilen ve diğerlerinin de topluluğa ait hissetmeleri için yardım etmeye hazır kişiler. Mültecilere doğrudan yardım eli uzatıyor veya yerel bir kilise ve camide, bir okul grubunda, bir spor takımında, bir kooperatifte veya bir gençlik grubunun içinde çalışarak onlara destek sağlıyorlar. Bazıları kendileri de mülteci ve mülteci olmanın ne anlama geldiğini biliyorlar. Cömertlikleri sayesinde, mültecilerin potansiyelinin ortaya çıkmasına imkan sağlıyor ve onlara yardım etmek için sayısız fırsat sunuyorlar.
Eğitim, yaşayacak bir yer, içinde yaşadığımız toplumun bir parçası olmak gibi hiçbir çaba harcamadan bize sunulan pek çok şeyi elde edebilmeleri için hepimizin birlikte çalışarak mültecilerin hayatlarını yeniden inşa etmelerine yardımcı olmamız gerekiyor. Bunun zaman içindeki etkisi, mülteci aileler ve onlara kucak açan topluluklar için inanılmaz boyutlarda olacaktır. Dünya Mülteciler Günü'nde, vakit onların insani değerlerini ortaya koyan eylemlerini takdir etme, kendimiz ve etrafımızdakileri onların okullarımızdaki, mahallelerimizdeki, iş yerlerimizdeki mültecilere kucak açmak ve desteklemek üzere çabalarına katılmaya teşvik etme zamanı. İşte dayanışma burada ve birlikte olmakta saklı."