DP'nin attığı önemli adım ve dezenformasyon ekibi
Ülkemizi doğru yöne götürmek ve yıllardır her bireyin şikayet ettiği konularda ilerleme kaydetmek için önce kendi kendimizi kandırmaktan vazgeçip dürüstçe problem olan konuları tanımlamak ve sonra da çözüm eylem planı ortaya çıkararak hayata geçirmeye çalışmalıyız. Kime dokunsanız siyaset kurumunun işlevsellikten uzak olduğundan şikayet eder ancak seçilenlerin çoğu ayni kalır ve bazı seçilmiş yüzler değişmesine rağmen ayni sorunlar da devam eder…
İşte Demokrat Parti son iki yılda gerçekleşen üç seçimde halktan gelen “değişim” çağrısına cevap verecek şekilde bir adım attı ve basın mensupları ve halkla bir araya gelerek gerekli adımların ilkini açıkladı. Ancak hemen ardından da koro şeklinde yıllardır çözümün değil problemin bir parçası haline gelen bazı siyasetçiler ve ortaya sunulan metini bile okuyup incelemeden karalama kampanyasına hemen başlayan bazı basın mensuplarının yazıp söylediklerine bakınca insan üzülüyor. Acaba diyorum bir yerlerden düğmeye mi basıldı da bu kadar koordine bir koro ortaya çıktı?
Bir ülkede Başbakan Yardımcısı hükümetteki görevinden istifa ederse ve bu istifayı duyururken de detaylı bir basın toplantısı yapıp bu istifanın aslında gerekli olan bazı yasaların ivedilikle geçirilmesi çabasında daha fazla yer almak ve kendi partisi içerisinde gerekli bazı değişiklikleri yapıp siyasetimize daha iyi katkı koyabilmek için yapıldığını açıklarsa, bunun yanında Anavatan’dan gelen mali yardımlara halen ihtiyaç duyulmasına rağmen TC Yardım Heyeti’nin işleyiş şeklinin aslında Anavatan ile Kıbrıs Türk halkının arasını bozmakta olduğunu işaret ederse, KKTC dışındaki ülkelerde bu en önemli haber olur. Bizde ise bahsettiğim dezenformasyon ekibi hemen devreye girdi ve konuları tartışmak yerine Sayın Serdar Denktaş’a karşı kişisel karalama kampanyası başlattı. Gerçi ayni ekip yıllardır süren karalama kampanyasını devam ettirdi demek daha doğru olacak ancak bazı gazetelerimizde bu olayın küçük bir şekilde verilmesi zaten başlı başına bir skandaldır ve bir basın mensubu olarak benim için de bir utanç kaynağıdır.
Bakın Sayın Denktaş ne diyor: “… bu günkü koşullar içerisinde Anavatandan gelen mali yardım olmasa birçok projemiz hayata geçemez ve yaşam kalitemiz önemli oranda bundan zarar görür. Kendi kendimize yeterli hale gelebileceğimiz ortam oluşturulmamıştır ve kendimizin yaratacağı ekonomik devinim koşulları değişmedikçe kendimize yetmeyecektir.
Olaya Türkiye kanadından baktığımızda burada neyi şikayet etmekte olduğumuz anlaşılamamaktadır. Şikayet ettiğimiz esasında Türkiye'nin tavrı değil, Anavatanın burada görevlendirdiği bireylerin tavrı ve konulara yaklaşımıdır.
Bu nedenle diyoruz ki anavatan Türkiye’nin hiçbir bürokratı, burada Kıbrıs Türk Halkının demokratik iradesinin üzerinde olamaz. Bazı bürokratların bu yöndeki davranış ve söylemleri çok hızlı şekilde halkımız arasında yayılmakta,zaman zaman çarpıtılmakta ve bu nedenle Kıbrıs Türk halkının Anavatana olan bağlılığında zayıf halkalar ortaya çıkmaktadır.
Mesele Türkiye'den gelen mali katkının hiçbir denetime bağlı olmadan kullanılması değil, ülke ihtiyaçları doğrultusunda kullanıldığının denetlendiği ancak kaynağın doğru harcandığı bir sistem oluşturmaktır.”
KKTC’de ayni görüşte olmaya çok kişi bulamazsınız ancak bir Başbakan Yardımcısı açıkça ifade etmişse konu da detaylı şekilde tartışılmalı ve gerekli adımlar atılmalıdır. Konu Anavatan’a karşı nankörlük yapmak değil, tam tersine gelen mali yardım dahil tüm ikili ilişkileri doğru işlevselliğe kavuşturarak Kıbrıs müzakerelerinin girdiği kritik süreç devam ederken KKTC’yi de ileriye götürerek olası bir anlaşmada daha güçlü bir Türk devletinin yer almasını sağlamaktır. Anavatanla kavga edecek ne lüksümüz vardır ne de bizler böyle bir şeyi yapacak insanlarız. Ancak yanlış olan bir şey varsa da açıkça tartışılıp düzeltilebilmelidir.
Yukarıdaki detaylara rağmen hala daha Sayın Denktaş’ın açıklamasının ardında başka komplo teorileri geliştirip yaymak, sırf kişisel saldırı yapmak için olayın ülkemiz siyasi kurumları için önemli bir mil taşı olduğunu saklayıp veryansın etmek bunu yapanları gelişimin ve değişimin önünde engel olanlar olarak ortaya çıkarmaktadır. Bu çevreleri daha dürüst olmaya ve gerekli değişimi bizler gerçekleştirirken yardımcı olmayacaklarsa en azında engel de olmamaya davet ediyorum.
Değişim gerçekleşirken ya bunun içerisinde yer alırsınız ya da sizin yanınızdan geçip sizi arkada bırakır. Ülkemiz siyaseti değişim içerisindedir. Demokrat Parti bunu kucaklayarak gerekli adımları atmaya başlamıştır. Darısı dezenformasyoncuların başına…