Spor ekonomisi çalışan Doç. Dr. Sebahattin Devecioğlu’nun yazdığı bilimsel makaleye göre Amerika spor endüstrisinde kişi başı 39 bin dolar ortalama maaş ile 456 bin kişi çalışmakta ve buna bağlı olarak Amerika’da ortalama 100 milyon dolar geliri olan profesyonel spor kulüpleri bulunmaktadır. Amerikan futbolu, buz hokeyi, profesyonel basketbol liginde kulüplerini ortalama yıllık gelirleri, 155 milyon ile 70 milyon dolar arasında değişmekte. Amerika’da üniversite sporları çok yaygın olmakla birlikte üniversite takımların gelirler ortalaması oldukça yüksek. Örneğin; Portland Devlet Üniversitesi’nin bütçesi yaklaşık 200 milyon dolar olduğu ifade edilmektedir. Spor ve eğlence merkezli televizyon, internet yayın gelirlerindeki pasta, sadece Amerikan Futbol Ligi’nde (NFL) 25 milyar dolar olduğu ve yılda 1 milyar dolar ile yaklaşık yüzde yedi civarında büyüme sağladığı ifâde etti değerli hocamız. E İngilizlerin futbolunda durum ne? Transfermarket’ın 2013-2014 futbol sezonu istatistiklerine göre, Avrupa’daki ülkelerin en üst düzey liglerinin yaklaşık kadro değerleri 20 milyar euro oduğu, İngiltere Premier Lig 3 milyar 502 milyon euro ile birinci sırada mâlum. İşte, ellerin özelde futbol, genelde ise spor ekonomisi işte bu zeminde. E bizim futbol dünyamızda durumlar ne? K-Pet Süper Ligi’nde 300 bin Türk Lirası’na anca da play-out oynarsınız. 700 bin’e orta sıralarda debelenmece ve 1 milyon liraya da şampiyonluğa oynarsınız. “E ne kadar ekmek, o kadar köfte” diyen bi’futbolcu tayfası olunca, sonuçta her kulüp kendi ‘kaliteli insan kaynağı ve sabit gelir getirici yatırımı’ kadar konuşur. E son üç-beş yıldır durumumuz aynen bu yönde. Ülkemizde Küçük Kaymaklı ve de Düzkaya yatırımları sonrası finansal sürdürülebilirlik konusunda ülkemizin en iddialı kulübü hangisi? Tabii ki de Ortaköy. Tam da ‘çölde bir vaha’ bizim bildik Ortaköy. Lefkoşa’ya 15 dakika yürüme mesafesinde ama sportif performans açısından sınıfta bırakılmış bir bölge. Adı, Türkiye Niğde Ortaköy’den göç edip, adaya gelen Ahmet Hulusi Hacıbulgur ve efrâdı tarafından verilmiş. Ailenin ilk yerleşim bölgesi şu an ki Metehan Bölgesi’nin batı yakası. Yıllar geçti ve Ortaköy, Kermiya, Metehan, Yenikent, Küçükkent derken 20 bin nüfuslu bir merkez olmuş merkezdeki Ortaköy. Köyün(!) spor kulübü de var muhafazakar bir yapıda. Eskiden “Ortaköylü değilsen, bizden değilsin” cinsinden kültüre sahip çok büyüğümüz vardı. O yıllarda Ali Çağkan Hocam (Nam-ı diğer Girali) önderliğinde Yükselme Ligi’nden sürekli olarak bir üst lige yükselen ve nihayetinde de vitrin ligde başarılı bir birinci devre ve arkasından seri mağlubiyetlerle Fetret Devri modunda tepetaklak yine gelinen yere gidildi. Nasıl olmasın ki? Taşıma suyla dönen değirmen nereye kadar döner! Finansal yaşayabilirlik açısından proje üretimi şart. Ortaköy yönetimleri de bu açıdan ‘devrim’ niteliğinde bir proje tesis etmişler. Boru değil, geliri özelde bölge, genelde ise ülke gençliğinin hizmetine sunulacak ‘90 lojman, 30 dükkan, 2 restoran ve kafe, yürüyüş alanı’ ve diğer rekreatif katılımcılara hizmet verecek ‘dev bir projeden’ bahsediliyor. Sonuç mu? Sonuçta “Ülke sporuna sabit gelir getirici yatırımları her zaman teşvik edeceğiz” diyen hükümetten biraz daha ilgi bekleyen bir camia var. Ortaköy’e biraz daha ilgi ve âlâka lütfen. Geçmişten geleceğe Büyük Ortaköy yakındır. Katkı koyanlara bin selam..