Almanya’da yaklaşan seçimler öncesinde SDP Başkanı Martin Schulz ile Şansölye Merkel arasındaki propaganda savaşında Türkiye’nin hedef alınması, Almanya’nın gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koydu.
Benzer yaklaşımın başta Hollanda olmak üzere diğer AB üyesi ülkelerde de yaygınlaşması aslında Avrupa’nın Türk korkusu ve tarihte yerini alan kuyruk acısından başka bir şey değildir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin gelişip büyümesi, sanayileşmesi, bir çok AB ülkesinden daha iyi durumda olmasını hazmedemeyen sözde dost Almanya, bir yandan PKK teröristlerini koynunda beslerken bir yandan da aklı sıra Türkiye’ye demokrasi dersi vermeye kalkmaktadır.
Türkiye ve Türk’leri aşağılama çabaları Angela Merkel ve Martin Schulz gibi kişilerin popülist ayak oyunlarından başka bir şey değildir.
Tarihin en aşağılık ismi Adolf Hitler’i koynunda büyüten, milyonlarca yahudinin katledildiği insanlığın yüz karası Almanya’nın Türkiye’ye “ayar” verme çabaları hiç bir şekilde ciddiye alınamaz.
Almanya, öncelikle kendi iğrenç tarihinde ilk sırada yer alan utancın idrakine varsın, ondan sonra şanlı tarihiyle yüzyıllarca dünyayı yöneten Türkiye hakkında konuşmaya kalksın.
Tarih çerçevesinden bakıldığında Almanya ile müttefik olduğu için sürekli kaybeden ve bunun faturasını hala ödeyen Türkiye, bu saygısız yaklaşımları asla hak etmediği gibi gerçek anlamda ihanete uğramaktadır.
Almanya’da gerçekleşecek genel seçimde, seçmenlere “Türkiye’ye karşı alınacak tedbirleri” anlatarak propaganda yapanlar, nankörlük ve gerçek ihanetin vesikasını ortaya koymaktadır.
Merkel’in Türkiye’ye AB sopası gösterip “Avrupa Birliği’ndeki ortaklarımızla bu konuyu görüşeceğiz” ifadesini kullanması, propaganda sınırlarını bir hayli aşmış, rezilliğe dönüşmüştür.
Gerek Almanya, gerekse diğer AB ülkeleri, ülkelerinde suç işlemiş kişilerin iadesi için Türkiye’ye başvurduğunda, bu kişiler ilgili ülkelere iade edilirken, başta Almanya olmak üzere bir çok AB üyesi Türkiye’nin iade taleplerini görmezden gelmektedir.
15 Temmuz darbesinde kilit rol oynamış kişiler, uluslararası anlaşmalar çiğnenerek Türkiye’nin talebine rağmen iade edilmemekte, aksine bu kişilere yardımcı olunup imkanlar tanınmaktadır.
Türkiye, iadesini istediği kişilerle ilgili suç delillerini ortaya koyan belge ve dokümanları göndermekte, buna rağmen sonuç alınamamaktadır.
Yakın bir zamanda ortaya çıkan “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB ülkelerinde yaşayan Türklerle toplantı yapmasına izin verilmemesi” olayı AB devletlerinin, “köpek köpeği ısırmaz” mantığıyla hareket ettiğini bir kez daha göstermiştir.
Sudan bahanelerle Türkiye’deki askeri üssünü Ürdün’e taşıyan, her fırsatta Türk düşmanlığı yapan Almanya’nın ne kadar Türk dostu olduğu ortadadır.
SDP Başbakan adayı Martin Schulz’un, Başbakan Merkel'in Türkiye'ye yönelik tavrını eleştirmesi ise “iyi polis-kötü polis” taktiğinden başka bir şey değildir.
Avrupa Birliği ve onun başını çeken Almanya’nın bugüne kadar yaptıkları bardağı gerçekten taşırmıştır.
Tüm bu yaşananların ortadan kalkması, Asya ve onun uzantısı Avrupa’da Türkiye’nin önderliğinde “Türk Birliği” kurulmasıyla mümkün olabilecektir.
Asırlarca dünyayı yöneten Türk Milleti, oluşturacağı “Türk Birliği” ile faşist ve emperyalist Avrupa ülkelerinin korkulu rüyası olacak, uykularını kaçıracaktır.
Bunlara böylesi yakışır…