20 Temmuz

Günümüzde sanırım Türk Yıldızlarını görmeyen kalmamıştır. Bayramlarda yaptıkları o muhteşem gösteriler hafızalarda yer etmektedir. Bir izleyen zor unutur…

Ben de 20 Temmuz 1974’ü hatırladığımda gözümün önünde canlanan sahne F-5 ve F-104 uçaklarının Lefkoşa’dan bakıldığında Alayköy yönünde dalıp dalıp bombalarını atıp hızla yükselmeleridir. İşte o F-5’ler bugün Türk Yıldızları filosunda gösteri için kullanılmaktadırlar. Her gördüğümde o an benim için tekrar canlanır. O uçakları seyrederken içim içime sığmıyordu. Artık gelmişler ve bizleri kurtaracaklardı…

Babam İsmet Kotak’ın Barış Harekatı’nın 37. Yıldönümünde yazdığı 19 Temmuz’u 20 Temmuz’a bağlayan gece ile ilgili anılarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Tarihe not düşmek her zaman iyidir diye düşünüyorum:

“37 yıl önce 19 Temmuz 1974, uykusuz,görevi yetiştirip yetiştirememenin tedirginliği,”Türkiye müdahale edecek mi?” sorusuna yanıt bulmakla geçmişti.Ta ki 19 Temmuz gece yarısı Büyükelçiliğe davet edilen Başkan R.R.Denktaş oradan geri gelene kadar…

15 Temmuz Rum-Yunan darbesi ve çatışmaların ardından TMT’nin adanın her tarafında Türk Halkını korumak için silâh başı yapması, Bakanlık olarak bölgelere halkın gıda ve diğer gereksinimleri sevk etmek için BM Barış Gücü ile çatışmamız, aldığımız çatışma haberlerinin ardından kayıplarımızın sayısı…

Bazı yerlerde Türk köylüsü yerine Rum köylerine teslim edilen gıda yardımlarımızın verdiği sıkıntı…

Biten yakıtlar yüzünden susan telsizler ve ortaya çıkan karartma…

19 Temmuz gecesi saat 0015. Denktaş Lefkoşa Büyükelçiliğinden döndü; makamına girdi, kapıyı kilitledi ve bizlere haykırdı:” Yarın sabah geliyorlar!”…

Orada olanlarla sarıldık, öpüştük.

Yarın sabah bir tarih yazılacaktı. Kıbrıs’ın ve Kıbrıs Türkünün kaderi değişecekti…

Kapı kilidi açıldı ve herkes yerine getirmek zorunda olduğu görevleri sabaha kadar yetiştirmenin telâşına kapıldı.

Bayrak radyosunun Türkçe, Rumca ve İngilizce haber sorumluları “Başkanlığa” davet edildiler. Ankara’dan gelen mesajı Başkan Denktaş okudu, ben “Okuma diline” monte ettim.

Çünkü Türkçeyi Başkan Denktaş okuyacak, halka mesaj verecek, öteki dillerde de tercüme sunulacaktı…

Başkanın okuyacağı metin görevli tarafından daktiloya çekildi. Ben kendi el yazımla yazdığım birleştirilmiş metni, Başkana imzalattım ve tarihi belge olarak yanıma aldım…

Bayrak Radyosu saat 06.00’da “Mücahitler Marşı” ile açıldı. Başkan Denktaş’ın gür sesi ile dünyaya “Türk Ordusu şu sıralarda kara, deniz ve hava harekâtına başlamıştır.

Türk Ordusu adanın her tarafından adaya çıkarma yapmaktadır.

Halkım bulunduğu yerde sükunetini korusun…

Bu kurtuluş günüdür!”…

Dakikalar süren konuşma bir daha, bir daha yayınlandı.

Halk sokaklara döküldü bayram yapıyordu. Uçaklar Beşparmaklardan süzüldüler. Lefkoşa’yı geçip Rum kesiminde toplarını kuzeye çeviren Rum ve Yunan Birliklerinin üzerine ölüm yağdırdılar…

Savaş başlamıştı…

Artık asker konuşuyordu.

İşte o muhteşem çıkarmanın üzerinden 37 yıl geçti.

Yine askeri gemiler geldiler.

Yine uçaklar gökleri yararak geçtiler.

Yine Mehmetcik-Mücahitle omuz omuza halkımıza güven tazeledi…

Asker bu adadan gitmedi.

Türk Bayrağı ve KKTC Bayrağı gönderden inmedi. KKTC’nin defteri dürülmedi.

37 yıl sonra yeniden tarih yazmaya devam ediyoruz…

Zafer Bayramımızı kutluyor, Şehitlerimizi anıyoruz…”